Kripto Bağış

" LOZAN NEDİR ? LOZAN ; KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUŞTUR..! "

 " LOZAN NEDİR ? LOZAN ; KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUŞTUR..! "


Maalesef bugünleri gördüğüm ve yaşadığım için utanç duyuyorum..!

Asıl utanç duyması gerekenler duymadığı için " Biz Utanç " duyuyoruz..!

Ülkenin Dışişleri Bakanı, ülkenin içinde yaşamalarına göz yumulan diğer " Kahpeler " gibi Lozan'a saldırırken..!

Yandaş ve cahil olanlar hemen Bakanlarını  aklamaya çalışacaklardır..!

Ancak Dışişleri Bakanı tarafından söylenen sözlerin ne cahillikle ne de bilgisizlikle alakası vardır..!

Ne derler " Dervişin fikri neyse zikri de o olur..! "

( Tabi bunlardan derviş de olmaz o başka konu..! )

İçlerinde büyüttükleri zehrin dışarı çıkmasıdır bu..!

Ülkenin Sevr Anlaşması ile işgal halinin resmi aşağıda.


Lozan nedir ?

Lozan ; yanmış, yıkılmış bir ülkenin küllerinden yeniden doğuşudur.

Tıpkı bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi..!

Lozan ile Anadolu işgalinin bittiğinin resmi aşağıda.


Lozan, kölelik sistemini insanlarla yetinmeyerek devletleri kapsayacak bir şekilde hayasızca geliştiren emperyalist güçlerin kafasına "Türk'ün demir yumruğunu tekrar vurmaktır..! "

Hem de yokluklar içinde sapasağlam bir karakterin beslediği ruh ve inanç ile..!

Şimdi ki " korkaklar ve inançsızlar " anlayamaz bunu..!

Ruh meselesidir bu..!

" Ruhu şeytanlaşmış " olanlar anlayamaz bunu..!

Lozan, şu günlerde ağızlarında sakız olarak gevşedikleri ancak bir türlü gösteremedikleri " dik duruşun " somutlaşmış en önemli kanıtıdır..! ( Papaz Brunson örneği ve daha nice omurgasızlıklar ve dengesizlikler..! )

Başarısızlıklarını örtbas etmek için geçmişe saldırırlar..! 

Ancak bu milletin öz evlatlarını bu çürümüş algı operasyonlarıyla narkozlayamazsınız..!

" Narkozlu Masalların " da bir sonu vardır..! 

Lozan; ileri de Türk'ün özüne tekrar döndüğü zamana kadar bir güç ve kuvvet toplama molasıdır..!

Hatay'ın Anavatan'a katılması en önemli kanıtlarından biridir..!

Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden sonra Osmanlı hâkimiyetine giren Hatay (İskenderun Sancağı) Mondros Mütarekesi sonrasında önce İngilizler sonra Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra Fransız Hükümeti ile 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara Anlaşması sonucunda Türkiye sınırları dışında kalmıştır. Bölge, Suriye ile birlikte Fransız manda yönetimi altına girmiştir. Atatürk’ün liderliğinde yürütülen askeri ve siyasi mücadele sonunda bağımsızlığına kavuşan Türkiye, II. Dünya Savaşı öncesi uluslararası konjonktürü ustaca değerlendirerek bu milli meseleyi tekrar gündeme getirmiştir. Hatay’a yönelik politika bizzat Atatürk tarafından belirlenmiştir. Önce Hatay’a bağımsızlık verilip Suriye’den ayrılması; daha sonra Anavatana katılması şeklinde gelişen iki aşamalı bir strateji izlenmiştir. Bu çerçevede önce Hatay Millet Meclisi seçimleri yapılmış ve 2 Eylül 1938’de Hatay Cumhuriyeti’nin kurulmuştur. Daha sonra Hatay Millet Meclisi, 29 Haziran 1939 günü yaptığı toplantıda oy birliği ile Anavatan’a katılma kararını almış ve 23 Temmuz 1939 günü Hatay Türkiye’ye katılmıştır. "


Lozan'ın büyük amacı budur..!

Bunu ancak büyük bir inanç ve ruha sahip yöneticiler anlar..! ( Bilge ATATÜRK gibi )

Şimdiki gibi " paraları sıfırla oğlum " diyenler değil..!

Başımıza seçtiğimiz liyakatsiz yöneticiler yüzünden Lozan'ın büyük amacı unutulmuş amaç servet biriktirme ve zengin olma rüyaları ile değiştirilmiştir..!

Sonuç olarak bu liyakatsizlik ve amaçtan sapma doğrultusunda şuan çok büyük olarak gösterilen sorunlarla ülke baş başa kalmıştır..!

Sorunlar büyük değildir asıl büyük olan başarısız olduklarını saklayamamalarıdır..!

Gördüğünüz üzere başarısızlıklarını da Lozan gibi büyük bir zafere çamur atarak örtbas etmeye çalışma acizliğinde bulunmalarıdır..!

18 yıldır ülkeyi yönetmelerine rağmen bir tane Anayasa yapamayan, o çok geviş getirdikleri ve dillerinden düşmeyen 1980 Darbe Anayasasına yamalar yaparak " Yamalı Bir Anayasa " ile ülke yönetenlere, Adaleti yok ederek sadece kendilerini ve yandaşlarını zengin edenlere çok güzel bir Yüce sözü hatırlatıyorum..!

Ey iman edenler! Hahamlardan ve râhiplerden pek çoğu halkın mallarını haksız yollarla yemekte ve insanları Allah yolundan alıkoymaktadırlar. Rasûlüm! Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onları elem verici bir azab ile müjdele! Tevbe Suresi 34 Ayet

Kıyâmet gününde, biriktirilen o altın ve gümüşler cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak ve onlara: “İşte bunlar, kendiniz için biriktirdiğiniz altın ve gümüşlerdir. Şimdi tadın bakalım o durmadan yığıp biriktirdiğiniz şeylerin cezasını!” denilecek. 

Tevbe Suresi 35.Ayet "

SADAKALLAHÜL AZİM.



Yorum Gönder

0 Yorumlar