Kripto Bağış

DİN TÜCCARLARI..!




        BİZ, BURADA PAYLAŞTIK DİYE SAKIN ..!

" DİN TÜCCARINA "  BAĞLANIP  İNANMAYIN..!

 6 YOLUN 1. BİLGESİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İŞTE BU RESİMDE Kİ 

GİBİ İNSANLARIN MANEVİ DUYGULARINI SÖMÜRENLERE KARŞIYDI..!





63 YAŞINDA KENDİNE MEZAR ( ÇİLEHANE ) KAZDIRAN VE 125 YA DA 133 YAŞINA

KADAR YAŞADIĞI SÖYLENEN, NİZAMÜL MÜLK MEDRESELERİNİN HOCASI 

SİLSİLEYİ ALİYYENİN 8.'Sİ BÜYÜK EVLİYA YUSUF-İ HEMEDANİ HAZRET'LERİNİN 

ÖĞRENCİSİ BÜYÜK EVLİYALARDAN PİR-İ TÜRKİSTAN HOCA AHMET YESEVİ 

HAZRETLERİDİR..!


ALEMLERİN RABBİ RAHMAN VE RAHİM OLAN YÜCE ALLAH AZZE VE CELLE ;

HOCA AHMET YESEVİ HAZRETLERİNİN BU DÜŞÜNCESİNDEN DOLAYI HEM DERECESİNİ YÜKSELTMİŞ HEM DE İKİNCİ BİR ÖMÜR VERMİŞTİR.

TÜRKİSTAN YESİ DE Kİ O MEZAR EN GÜZEL CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE OLMUŞTUR..!

CUMA NAMAZLARINI MISIR DA Kİ EL EZHER CAMİİNDE KILARDI..!

( ZAMAN VE MEKAN SINIRLARI KALKMIŞTIR YANİ IŞINLANMA..! )

" Ahmet Yesevî hazretleri 63 yaşına gelmişti. O, çocukluğundan bu âna gelinceye kadar Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine yapışmakta hiç gevşeklik göstermedi. Resûlullah efendimizin âhirete teşrif buyurduğu andan îtibâren yeryüzünde bulunmayı kendilerine münâsip görmediler. Bu sebeple dergâhın bahçesine derin bir yer kazdırdı ve içini kerpiçle ördürdü. Nihayet hazırlıklar tamamlanınca talebelerini dergâhın avlusunda toplayıp;

"Ey gönül dostları, Allahü teâlânın en sevgili kulu olan Peygamberimiz Muhammed Mustafa hazretleri 63 yaşında bu dünyâdan ayrıldı. Ben de şimdi 63 yaşındayım. Artık şu gördüğünüz çilehâneye çekilecek, ömrümün kalan günlerini bu hücrede tamamlayacağım..." buyurdu.

Müridlerinin gözleri yaşlı olarak; "Ey sultanımız bizim hâlimiz nice olur." sözlerine karşı;

"Sizi Allahü teâlâya emânet ediyorum." dedikten sonra merdivenle çilehâneye indi.

Ahmet Yesevî hazretleri mezar misâli olan o yerde, vefât edinceye kadar, devamlı ibâdet, tâat ve Allahü teâlâyı düşünmekle meşgûl oldu. Talebelerine ilim öğretmeye orada da devâm etti. Kendisini vefât etmiş, kabre konmuş şekilde hissederek, bambaşka bir huşû' bağlılık ve teslimiyetle ibâdetlerini yaptı. Burada evliyâlık yolundaki makam ve dereceleri kat kat arttı. 63 yaşından sonra ömrünün diğer yarısını orada ibâdetle geçirdi. 125 veya bir rivâyete göre ise 133 yaşında vefât etti.

Ahmet Yesevî hazretlerinin önde gelen halîfelerinden Seyyid Mansur Atâ çile kuyusuna ilk defâ indiği zaman gördüğü manzaradan ciğeri parçalandı. "Hocam bu dar yerde ve sıkıntılı bir haldedir" diye düşünerek gözyaşlarına boğulduğu sırada perdeler açıldı.

Kalp gözüyle, o daracık zannettiği yeri bir ucu doğuda, diğer ucu ise batıda gördü. Bu hâl karşısında kalbinden geçirdiklerinin yersiz olduğunu anlayıp, kendi kendine, "Allahü teâlâ, evliyâsına sıkıntı çektirmez. Diğer insanların onlarda sıkıntı görmeleri, çok acı çekiyor zannetmeleri, hakîkatte onlar için bir nîmettir. Bu saâdet sâhipleri, görünüşte çok acı zannedilen o sıkıntılardan öyle zevk ve tad alırlar ki, iyiliklerinde o tadı duymazlar. Allahü teâlâ, bu sevgili kulu için, daracık bir hücreyi çok geniş yapar. Mânevî bakımdan öyle lezzetler, tadlar ihsân eder. Zâhir olarak, görünürde çektiği sıkıntılar, o lezzetler yanında hiç kalır. Onun rûhu, zevk ve neş'eden uçmaktadır. Vücûdunu bin parçaya bölseler ne gam..." diye söylendi. "

  Yukarıda gerçek Evliyaların hangi nimetlerler beslendiğini, aşağıda ki resimde de " Din tüccarı günahkarların " nelerde gözü olduğunu göreceksiniz..! 












BİZLER,  İNSANLARIN MANEVİ DUYGULARINI SÖMÜREN " DİN TÜCCARLARINA " KARŞIYIZ..!